Belgin Usanmaz

MCT İnsan Kaynakları Zirve notlarım 2013

MCT İNSAN KAYNAKLARI ZİRVESİ KONFERANS NOTLARI

13-14 ŞUBAT 2013 Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı-İSTANBUL

Hazırlayan: Belgin USANMAZ

(belginusanmaz@incisigorta.com)

Konferansın Ana Oturum Konu Başlıkları

-Organizasyon Enerjisini Harekete Geçiren Liderlik

-Ben Nesli: Günümüz Gençlerini Anlamak ve Onlarla Çalışmak

-Çalışan Markası Olmak

-Daha iyi Performans için Daha İyi Diyalog vb.gibi

İK ZİRVE KONFERANSIN’DAN KISA KISA…

İnsan Kaynakları  Zirvesi’nin bu yıl teması :

Enerjiyi Yaratanlar: HAREKET-DÖNÜŞÜM-GÜÇ

Konferans ana başlıkları                             :

 İKLİM-ETKİLİLİK-LİDERLİK ve YETKİNLİK

MCT Danışmanlık tarafından düzenlenen zirvede; “Hayata katılım” en yüce değer olarak belirlendi. Bu katılımın etkisini ise “niyet belirliyor “seklinde yorumlandı.

Ortamların sinerji yaratması için ;Diyalog, Enerji ve Mobilizasyona” ihtiyaç  olduğu vurgulandı.

Konferans, gerek seçilen konular gerekse konukların misyonu ile  iş dünyasına en güncel performans  yönetim bilgilerini, en çok ilham verecek yöntemlerle , kalıcı şekilde sunulması   adına , insan kaynakları yönetici ve yönetim ekip liderlerinin  geleceğini şekillendirmesi yönünde  çok başarılı geçti.

Konuşmacilar’dan bazıları…

 

Tony BUZAN                     Bernd VOGEL

                                                                       Tanyer SÖNMEZER             Jean TWENGE

Yochai BENKLER               Kursty GROVES

                                            Fazıl ORAL                               Dik VEENMAN

  Arzum AKDURAN             Binnur ZAİMLER

Mehmet Namık AYDIN

Tony BUZAN-Mind Mapping Yaratıcısı

Insan Enerjisinin Manifestosu

Konferansın ilk konuşmacısı dünyanin en yüksek yaratıcı IQ’suna sahip olduğu sürülen Tony BUZAN’dı. BUZAN, insan ırklarının tarihsel gelişimine bakarak sunumuna başladı. 1750 Tarımsal dönem, 1950 Sanayi dönemi, 1990 Bilgi dönemi . Bu 3 dönemin özetine bakıldığında ,beyinlerde ve yaratıcılıkta bazı farklılaşmalar var. Çocuklar 0-6 yaş aralığında yaratıclığı çok yüksektir. 7-10 yaş arasında yaratıclık biraz azalmaya başlar, ergenlik dönemi azalmaya devam dönemleridir ve yetişkinlikte yaratıcılık oldukça aşağı seviyeye düşmektedir. Yaratıclık “e          nerji” demektir. Dönemsel durumların etkisiyle zihin /beyin arasındaki enerji düşer veya çıkar. Uzun bir dönemdir yaşadığımız Bilgi döneminde beyinler kendini kapatmış durumda ve enerji malesef aşağıya çekiliyor. Bunun nedeni “bilgide aşırı yüklemenin olması “şeklinde yorumlanabilir diyerek sözlerine devam eden BUZAN, bu durumun strese yol açtığını ve enerji düşüklüğüne neden olduğunun altını çizdi. Enerji /hız çağında olduğumuzu düşünüyoruz ancak değiliz diyerek dikkat çekici sözlerini sürdüren ünlü yazar, insanların enerjik ve bilgili olması bekleniyor bu doğru ancak bu durumun yönetilmesi konusunda bilgi sahibi olmak çok önemli, bunun bilinmediğini ve öğrenilmesi gerektiğini belirtti.

Bilgiyi yöneten nedir? diye sorarak sunumuna devam eden konuşmacı, Bilgiyi yöneten: İnsan Beyindir. Bilgi hangi araçlarla yönetilir?: Zeka Ağı ile. Peki bilgiyi herkes bir şekilde alıyorsa bu dönemde onu nasıl yönetebiliyoruz? Onu biliyor musunuz? diye sorarak” İnsan kaynaklarının insan beynini yönetmesine hizmet ettikleri bir alan “olduğunu vurgulamaya çalıştı.

Insan kaynakları alanında” bilgiden çok öğrenmeyi yönetmek önemli,” bunu tüm İK yöneticileri bilmeli, bilgiyi beyin yönetiyorsa , bilginin beyine olumlu enerji vermesi şart. Bilgi edinmek adına teknoloji ve farklı iletişim kanallarını kullanıyoruz, bu kanallar her ne kadar hayatımızı kolaylaştirsada aynı zamanda insanları baskı altında bırakıyor. Yoğun bilgi bonbardımanını yönetme konusunda enerji ve performansı arttırmada zihin haritaları(mind mapping) hayatımızın bir parçası olmalı diyen BUZAN,kendi oluşturmuş olduğu zihin haritasını katılımcılarla paylaştı.

Zihin haritalarını bilgiler arasındaki anlamsal ya da diğer bağlantıları gösteren ortası resimli bir diyagram olarak tanımlayan BUZAN, kelimeleri ve düşünceleri birbirine bağlamak ve bunları bir anahtar kelime veya düşünce etrafında toplayarak, enerjiyi yükseltmede en etkili yol olarak kullanılabileceğini vurguladı ve Mind Mapping kitabında bu işlemin nasıl yapılacağını anlattığını belirten konuşmacı,  herkesin her sabah 5 dakikasını ayırarak Mind Map’ini hazırlaması ve bunun hayatı nasıl fark yaratıracağını söyleyerek sözlerini tamamladı.

Bernd VOGEL-Henley Business School

Organizasyonların Enerjisini Harekete Geçiren Liderlik

İngiltere’deki Henley Business School’da Liderlik ve Örgütsel Davranış Profesörü olarak görev yapan VOGEL, Neden bazı kurumlar enerji dolu, harika sonuçlar alırken, bazıları duraganlıktan, rahatlıktan veya iç politikaların yıkıcılıgından zarar görür, acı çeker, düsük performansla çalısırlar? Bu sorunun kalbinde kurumun ve/veya takımın enerjisi yatar.

Kurumsal enerji; Takımın duygusal, zihinsel ve davranıssal kaynaklarını harekete geçirmesi ve temel is hedeflerinin pesine düsmesinin sonucunda ortaya çıkar. Bu sebeple liderlerin, bu kollektif enerjiyi nasıl ortaya çıkartıp, etkin tutmaya çalıstıgı önemlidir diyerek sözlerine başladı.

İşleri gerçekleştirirken  mevcut enerji   nasıl geliştirilir? şirket enerjisini nereye yönlendiriyor? şirketinizin amacına uygun enerjiyi kullanıyor musunuz?krizle karşılaştığınıda problemin parçası olan kişileri nasıl mobilize edebiliyorsunuz? Şeklindeki soruların cevabının çalışanlar tarafından ortak verilebilecek bir insan kaynakları yönetimi uygulaması ve bu alanlarda liderlik yapılması ile Kurumsal enerjinin olumlu yönetilebileceğini vurgulayan VOGEL, bireysel ve grup olarak organizasyon içinde bazı araştırmalar yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Özelikle enerjinin sürdürülebilir olması çok önemli diyen konuşmacı, herkesin çalıştığı ortamların heyecan, ilham verici olup olmadığı? nasıl bir ortamda çalışanların ve müşterilerin karşılandığı? çalışanların o iş yerine “dahil olmak” yönünde bir etkileşimleri  var mı? şeklindeki soruları iş ortamlarına düşünüp cevaplandırmasını istedi.

Bu sorulara verilecek cevapların organizasyonların enerjisini harekete geçirmek adına kendilerine ışık tutacağını belirten VOGEL, “Sizin organizasyonlarınızı ziyaret etsem tek bir soru sorsam “ Siz enerji veren kişi misiniz? Sizin için ne denir ? düşünün ve ona gore enerjileri harekete geçirecek organizasyonlar yaratmak adına mevcutları tekrar gözden geçirin ve bu  soruların yanıtlarını sürekli iyileştirme yönünde organizasyonlarınıza liderlik edin önerisinde bulunarak konuşmasını tamamladı.

Jean TWENGE-iGen Consulting- Profesör,

San Diego Devlet Üniversitesi

Ben Nesli: Günümüz Gençlerini Anlamak ve Onlarla Çalışmak

Nesiller kültürle ilgili, nerede doğum büyüdüğünüzle, hangi değerlere sahip ülke ve ailede yetiştiğinizle farklılık kazanan bir süreç. Yani olay sadece teknolojik değil. Ne kadar odaklanıyor o önemli. Toplumsal olaylara karşı bireyselliği tek bir dönem olarak ele alırsak kıyaslama yapamayız diyerek konuşmasına başlayan TWENGE, eskiden dünya hepimizin  etrafında dönen birşey olarak tanımlanırken, şimdi BEN etrafında dönen bir kavram olarak açıklanıyor. Yıllar içinde BEN kelimesini kullanma oranı artıyor. BİZ demeyi unutuyoruz diyerek sözlerine devam etti.

TWENGE, Amerika/Çin gibi kollektif ülkelerde teknoloji yaşamları bireysel kıldı, /Narsizm ön plana çıktı, herkes kendine odaklandı. Herkes kendini özel hissediyor, Herkes kendisinin en iyisini hak ettiğine inanıyor, kişiler aşırı özgüvene sahip . Durum böyle olunca aynı zaman dilimi içine farklı nesillerin görüsleri, beklentileri, endiseleri, is yerindeki tutumları gibi konularda bir anda  farklılıklar ortaya çıktı. Bu farklılıklar ise alım, iste tutma ve GenY ve GenMe ‘nin yönetimi konularında kendini göstermeye başladığının altını çizdi.

Ben Nesil!’ini;” İşi para kazanmak için yapıyorlar, fazla mesai yapmak istemiyorlar,deneyime, yaşa saygı duymuyorlar , özel yaşamları iş yaşamlarından daha önemli, sınır tanımıyorlar, konuşma, yaklaşım tarzları, iletişim yöntemleri hızla değişiyor, aşırı özgüvenleri var,  verilen kararlar konusunda sadık olmayan”  şeklinde kısaca tanımlanabilir diyen konuşmacı, bu trend, daha fazla kisisel görüs, daha yüksek beklentiler ve is/yasam dengesi konusuna daha fazla vurguyu içinde barındırıyor.

Dünyada  bu nesile nasıl uyum sağlanacağı şu anda araştırmaya başlandı, bu nesile “Ne istediğini değil,  ihtiyaçlarının verilmesi  önemli”  vurgusunu yaparak sözlerini tamamladı.

Tanyer SÖNMEZER-MCT Danışmanlık

Çalışan Markası Olmak

Markanız enerjisini çalısanlardan, çalısanlar da markanızdan alır. Markanızın hikayesi var, peki ya sirketinizin çalısanları için bir hikayesi var mı? Sirketinizin basarısı için çalısanların katkı saglaması, yeni fikirler üretmesi, gönülden baglı müsteriler yaratmasını istiyorsanız “deger vaadinizi “tanımlamanız gerekir.

SÖNMEZER, Çalışan markası olmak için;

1-İTİBAR        : Itibar asalet gibidir. Var olduğunu söylüyorsan yoktur. İTİBAR söylenmeden başkaları tarafından fark edilir olması gereken birşeydir.

2-KÜLTÜR     : Şirketin ön tekeridir. Neden yaptığını bilmediğin şeylerin bütünüdür. Kültür şirketin ne için çalıştığını belirler. Ör, P&G Biz ne için çalışıyoruz.Biz olmazsak ne olur?Şirket kültürü bir kez oluştu mu atom bile parçalayamaz.

3-İNSAN YÖNETİM: Para ile karşılanacak birşey değil. Uzun vadede bu yönetim alanında başarılı olunması gerekiyor

4-LİDERLİK : Herkesin çalışmak istediği yer,orada özel kişiler çalışıyor imajı sergilemek,

Bu 4 unsur sahibi şirketler ileriye gitme başarısını gösterirler diyerek interaktif sunumuna devam etti.

Ayrica, çalışma hayatında 4 tür insan var diyen SÖNMEZER, Lejyonerler(kariyer peşinde olanlar yönetenler),Şövalyeler(hem şirket hem kariyer diyenler),Kürek mahkumları(sadece calışanlar), Vatanseverler(şirketlerinden ne olursa olsun vazgeçemeyenler)etkileyici tanımlamalar yaptı.  Bu tür gruplamalar içinde rol alan çalışanların çoğunluğuna gore çalışan tercih edilen marka olan şirketlerden örnekler sundu.

Çalışan Değer Vaadinde Tek çözümün şirket içinde

Enerjiyi arttıranlar, Olmasını sağlayanlar , Olmazsa Olmazlar olarak gruplanabilir olduğundan bahseden konuşmacı, Burhan KARAÇAM,Akin ÖNGÖR gibi banka sektöründeki üst düzey yöneticilerin yarattığı çalışan markası olma yönündeki yaptıklarından bahsederek sunumunu sonlandırdı.

Lynne TWİST-The Soul of Money Institute

Hayatın Akışında Bireysel Duruşumuzun Gücü

“Paranın Ruhu” adlı kitabı yazan TWİST, insanın parayla olan ilişkisi, gelecek nesiller için önemini, insanların kim oldukları ve paraya ne kadar önem verdiklerini, değer sorgulaması üzerinde yapmış olduğu araştırma sonuçları ve görüşlerini paylaşarak sunumuna başladı.

Bazı insanların yaşadıkları toplum fakir olabilir, eğer bu konumdaysanız içinizdeki güç,zeka ve ruh diğerlerine oranla daha çok gelişir, kendi kendine sahip olma duygusu önem kazanır ve bunu öğrenince fakirlik kişisel olmaktan çıkar ve dünya koşullarından , geçmişlerden kaynaklanır diyerek sözlerine devam etti. Böyle bir durumda fakir olursunuz ancak  içsel olarak aslında çok zenginsinizdir diyerek devam eden konuşmacı, bazen zenginlik döngüsü fakirlik kadar kötü olandır, o kadar lüks hayatın içinde bu döngü içine girerek içsel olarak fakirleşebilirsiniz.

Hayatın akışı içinde insanlar para ilişkisinde yanlış duygulara kapılabiliyorlar.

Parasallaşmış bir kültür içindeyiz, “yeter seviyelerini” sorgulamıyoruz,  halbuki kendi içimize bakıp, elimizde olanlarla farklılık yaratacak yola gidebilirsek sahip olduklarımızın genişlediğini farkedeceksiniz diyen TWİST, başkaları ile paylaşmak ve bu paylaşma karekterinde gerçek zenginliğe kavuşmak hedefimiz olmalıdır.

Biz her zaman tam olarak” neye ihtiyaç varsa onu almalıyız.” Çokluğun simgesi “miktar ve yeterlilik farkındalığı” olmalıdır diyerek etkileyici sözlerle kitabından alıntı yaparak sunumunu  tamamladı.

Yochai BENKLER-Harvard Üniversitesi

İşbirliği Yaşatan Ortamlarda Enerjiyi Ortaya Çıkarmak

İnsanlar farklı yaratılmıslardır. Çoğumuz işbirlikçi yapılara, işbirlikçi olarak tepkiler veririz. Bize iyi davranana iyi davranırız, adil olmaya çalısırız. Karsımızdan empati bekleriz ve bu bizi daha nazik ve güvenilir kılar. Isbirligi içinde olmayı bekleriz, bu bizi hedefler için ortak çalısmaya daha fazla iter diyerek konuşmasına başlayan BENKLER, işbirliğine dayalı enerjinin ortaya çıkarılması çok önemli, bunu başaran şirketler var , bunlardan bir tanesi Toyota .Bu işbirliğini başaramayanlar için ceza,caydırma var diyen BENKLER,bildiğimiz, Ceza ve Ödül Sistemleri de  artık işe yaramıyor. Karmaşık süreçler yerine işbirliğine dayanan bir kültürü destekleyecek çözümler geliştirmeliyiz diyerek sözlerine devam etti.

Dünya bir değişim sürecinden geçiyor, çoklu disiplinler var, bu disipliner yapı içinde bir şirketin olaylara bakış açısı ve davranış biçimi çok önemli, bu bakış acısına istinaden  çalışanlar ya olaylara dahil oluyor, ya da başarısızlığa sebep oluyorlar diyen konuşmacı, kültürel farklılıklardan bahsetti.

İşbirliği yaratan ortamlarda özellikle hayal gücü gerekli,hayal gücü yeni uygulamaları hayata geçirmenin yolunu açaryeni uygulamalarda insan içindeki enerjinin olumlu yönde dışa çıkması için bir fırsattır diyen BENKLER,  toplumsal oynanan bazı oyunların varlığından söz etti.

Konuşmacı, Kurumsal takımlar içinde “yaratıcılık, yenilik ve bilgiye ihtiyacımız” var  bu alanlar iyi yönetilirse enerji mutlaka ortaya çıkacaktır diyerek sözlerini tamamladı.

Kurtsy GROVES-Ödüllü Tasarımcı, Yenilik Danışmanı

Orada Çalışmayı İsterdim

Mekan yönetimi insanların işte başarılı olmasını sağlayacak bir “araç”, bu açıdan bakıldığında çalışanlar artık , farklı zeka çeşitlerini tetikleyecek ve kendilerini harekete geçirecek yerlerde çalışmak istiyor diyerek sözlerine başlayan GROVES, doğa her zaman insanları iyi hissettiriyor, bulunduğunuz ortam, baktığınız yer ,nasıl düşündüğünüz ve neler hissettiğinizi çok etkiliyordiyerek sunumuna devam etti.

Doğa imgesi, beyine oksijen pompoladığı için hayatı iyi hissettip çalıştığımız alanda ilham almamızı etkin kılıyor diyerek sözlerine devam eden konuşmacı, ilham verici ortamların 3 ortak özellik taşıması gerektiği vurguladı. Bazı mekanların “düşündürücü olması, oyun alanı şeklinde kurgulanması, işbirliği hissettirmesi “ çalışanların iş akışının bir parçası olma istediğini tetiklemesi açısından çok önemlidir diyen GROVES, doğadan ve çalışma ortamlarından bazı örnekler sundu.

Çalışanlara ortak alan yaratılması yönünde planların yapılması gerektiğinin altını çizen konuşmacı, mekanların çalışanların verimliliği arttırmasında, iş yapış şeklindeki olumlu enerjiyi dışarıya çıkarmasındaki yapıcı durumu  işverenler tarafından  göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti.

Iş ortamlarında küçük değişimlerin büyük etkiye yol açabileceğini vurgulayan GROVES, ofilerinizi baştan yaratın demiyorum ancak çalışanların tercih ettiği şirketler olmak ve verimliliği arttırmak eğer istiyorsanız,  insanlarda tutku yaratacak mekanlarda bazı değişikliğe gitmeniz gerekiyor diyerek Sony Musıc, Google gibi büyük firmalardan örnekler göstererek sunumunu tamamladı.

Dik VEENMAN –Kurucu, The Right Conversation

Daha iyi Performans için Daha iyi Diyalog

Şirketleri değiştirmek ve performansı geliştirmek için en basit araç: DİALOG diyerek sözlerine başlayan VEENMAN, günümüzde hersey teknoloji ile ilgili,  bu durum içinde Diyalog nasıl sağlanıyor? onu konuşmak lazım diyerek, yapılan araştırmalarda uzun zamandır iş hayatında GÜVEN düşmesi yaşandığını belirtti.

İnsanlar seslerinin duyulmasını bekliyor, Otomatik saygının önemi zayıfladı, Çalışanlar liderlere sen kurumu kimin yararı için işletiyorsun , birlikte miyiz? durumlarında net bir duruş sergilenmesini bekliyor  diyerek sunumuna devam eden konuşmacı, Bilgi ekonomisinde fikir /yenilik, üretimden daha önemli hale geldi. Çalışanların sisteme dahil olması , katılım sağlaması için liderlerin artık farklı diyalog kurması  lazım gerektiğini vurgulamak gerekiyor dedi.

Empatik düşünce, açık iletişim, belli konuşma tarzı, hiyerarşi, yönetim anlayışı vb. gibi diyalogu sağlayan konularda liderlerin ellerinde control edecek,  sistemi  yönetecek bir senaryonun olması gerektiğinden bahseden konuşmacı, liderler genellikle sonuca odaklanalım derler ancak sonuç/geri bildirim ile diyalog birbirine karıştırılmamalıdır,  Kötü diyalog çok daha maliyetli olabilir diyerek sunumuna devam etti. Diyalogsuzluk maliyetine bakıldığında çok pahallı, yarar her zaman parasal olarak ifade edilmeyebilir.

Diyalog da “Ifade” ve “Sorgulamak” tır diyen VEENMAN, İfade, söylememiz gerekeni ne kadar başarılı/anlaşılır/etkin söylüyoruz.Sorgulamak, başkalarının düşünce ve görüşlerini anlamak için ne kadar istekliyiz. şeklinde tanımlanmaktadır diyerek, bu iki konuda üretkenlik elde etmek önemli,  Üretkenlik DİYALOG,  olarak karşımıza çıkıyor, bir diyalogun yapıcı mı yıkıcı mı olarak kullanıldığı dikkat isteyen bir konu.  Bu noktada nasıl konuştuğumuz çok önemli, diyalog “içine çeken, hissettiren , ses veren” bir şey olmalıdır diyerek sunumunu tamamladı.

Fazıl ORAL-MCT Danışmanlık

Yetenekliyi bulduk ama Performans nasıl artacak?

Amerika ve Türkiye deki üniversite sayısı, üniversitelere yapılan bağış miktarı, okul öncesi eğitimin Türkiye deki ve dünyadaki yeri/önemi, erkek(%72) ve kadın(%26) iş hayatına katılım oranı vb.gibi çarpıcı rakamlar eşiliğinde sunumuna başlayan ORAL, insan yaşamında doğduğu, kurduğu ve çalıştığı süreçler var.

Stratejik  planlamaya ayrılan  zaman ile insanı anlamaya ayrılan zaman yetersiz. Yeteneklileri bulmak, ölçmek önemli, ancak ölçüm sonrası iş eğitim vermeye geldiğinde herkese aynı  eğitim uygulandığında yeterli performans alınmış olmuyor, işverenlerin bunu iyi anlaması lazım diyen konuşmacı, mesele İNSAN– İNSANI TANIMAK, diyerek sunumuna devam etti.Yeteneği buluyoruz, ölçüyoruz ama geliştirirken özel sistemlerimiz var mı? İnsanları işe damat seçer gibi alın. Kriterleri işe uygun belirleyin. Ağır cv’lerden vazgeçin ve enerjisi olumlu insanlara odaklanın şeklinde çarpıcı açıklamalara yapan ORAL,kısaca “İnsan olma” meselesini unutuyoruz diyerek sunumuna devam etti.Sanayi toplumu lineer, hayat ise sirküler, ilişkiler ağı var diyen konuşmacı, yetenekli kişilerin özelliklerinden bahsetti ve bu tip insanların  “ KUŞKU-MERAK-BİLSEME” dürtüsü ile yaşadıklarını anlattı.

Kapitalizm, fırsat eşitsizliği patolojik durum yaratıyor, bu durumda kişiler arasında ilişki ve uyumu nasıl yönetecek olduğunuz büyük önem taşıyor diyen ORAL,  bir ülkede artı değer yaratanları bulmak, onların değişime ayak uydurmasını ve içindeki enerjiyi işine yansıtmasını beklemenin zorluklarından bahsederek sunumunu noktalandırdı.

Mehmet Namık AYDIN-MCT Danışmanlık

Yetkinlikler Pozisyon Gücüne Karşı-Bir Gelişim Hikayesi

Yetkinlik kavramını kullandığımız pillere benzeterek konusmasına başlayan AYDIN, Yetkin olmayanlar  kullan at, yetkin olanlar sarjlı piller; yetkinlik  hazır birşey, uzun sure çalışmasını sağlamak işverene  bağlı diyerek etkileyici bir benzetme yaptı. AYDIN, yetkinlik için, yönetmek, kişilik özelliği,pozisyon gücü gerekiyor,yani bunu “Bilgi+Becer ve Tutum” olarak da değerlendirebiliriz diyerek sunumuna devam etti. Yetkinlik ; Gözlemlenebilir ve geliştirilebilir, bildikleriniz ve bildiklerinizi hayata geçirmeniz size yetkin yapar diyen konuşmacı, negative duyguların aklın önüne geçtiğinde yetkinliğin unutulabilir olduğundan bahsetti.

Kendini tanımanın öneminden bahseden AYDIN, kendini tanıyan kişilerin etrafındakileri yönettiğini, kendini değerli hisseden kişilerin işini sizin istediğiniz gibi yaptığını vurgulayarak,BENCİL(ben düzlemi)-EMPATİK(ben seni düşünüyorum)-DİPLOMATİK(ustalık, insanları kırmadan sinirlenmeden davranış sergilemek)-POLİTİK yaklaşımların iş hayatındaki yeri ve önemini anlattı. BEN Nesli’ne yaklaşım tarzının  “Arama Motoru” gibi olmasını öneren konuşmacı, o mu? bu mu? sonucunda net cevap verilmesi ve açıklamanın tam yapılması yönündeki beklentilerinin olduğunun  altını çizdi.

.

“Kendini kendinden daha büyük birşeyin  içinde kaybettikçe enerjin daha fazla artar “o yuzden çalışanlarınızı kendisinden daha büyük bir şeyin içine atılması konusunda teşvik edin, atılımcı olun  diyerek sözlerini tamamladı.

Andy LOTHİAN-The Insights Group

Dönüşümsel Liderlik: Enerji Sizinle Başlar!

“Hayatımızda hergün seçim yapıyoruz. Biz seçim yapmaya mecburuz. Zihnimizi nerede kullanmak istiyorsak enerji onu ortaya çıkarıyor “diyerek sunumuna başlayan LOTHİAN, 4 fikirden “Dönüşümsel Liderlik Modeli “oluşturduğundan bahsetti.

1-Vizyoner Liderlik                                         : Geleceği görmek geleceği yaratmak, bu noktada kararlar verilir, kararlar değişime neden olur. Karar verirken iç etki/ilhamdan yararlanın.Liderler ilham veremezse , iyi ekip arkadaşları bulamazsınız.

2-Merkezi Liderlik                                          :Ben kimim?Kalbinizin içine bakarsanız kendinizi tanımlayabilir kendi düşlerinizi ısıtabilirsiniz.Değerleri anlamak kendine dönük bakmayı gerektirir.Hayatta en büyük mutluluk değerlerinizi iyi belirlemekten geçer.

3-Sonuç Odaklı Liderlik                                 : İş bitirmek birşeyleri gerçekleştirmekten bahsetsede bu noktada gerçek fırsatlar kaçabilir.Gerçek fırsatlar hiç kaçmamalı.

4-İlişiki Yönünde Liderlik                                :Hepimiz özeliz, ve özel olduğumuzu anlamamız lazım.Sosyal uyum ne kadar iyiyse bireysel başarı öngörülmüş olur. Doğru bir ekiple başarılı olabilirsiniz. Hangi amaç için birarada olduğunuzu belirtmelisiniz.

Konuşmacı her modeled ,  değerlerin ne olduğunu bilmeniz önemli, bu durumda zamanı iyi kullanırsınız.Hayatta en büyük mutluluk değerleri iyi belirlemekten geçer.Yüzünü kendi güneşine çevir. Çünkü ihtiyaç duyduğun enerji orada! diyerek sunumunu tamamladı.